sırf yazmak için mi yazmaya başladığımı bilmiyorum, günlerdir burası aklımdaydı. uzun zaman oldu yazmayalı. en son tatildeyken telefondan çalakalem öyle bir şeyler yazmışım. şimdi de öyle, çalakalem, olacak sanırım. neyse...

neler değişti veya neler oldu tatilden döndüğümden beri? bi' kere okullar açıldı ve hemen her gün 8 saat derse giriyor haftada 2 gün de nöbet tutuyorum. pazartesi günleri zor oluyor haliyle hafta sonu rehavetinden. bunun dışında zor gelen ne var bilmiyorum. derin bir tutkuyla hatta normal sıradan olabildiğince yüzeysel bile sevdiğim bir insan yok. arkadaşlarımı etrafımdan uzaklaştırmaya da devam ediyorum. yaş ilerledikçe biraz çekilmez oluyorum sanırım. en son neredeyse 30 dakikalık bir ses kaydında arkadaşım, yaşanılması, anlaşılması zor bir insansın, şekil alamıyorsun, uyum sağlayamıyorsun bazen beni bile zorluyorsun demişti. 1 ay olmadı bunu söylemesinin üstünden. daha önce hiç böyle bir şey işitmemiştim bir başkasından. elbette kendim düşünmüştüm, kendim hakkında. ama bir başkasının böyle demesi... ne yalan söyleyeyim, üzüldüm. boş yere ayrık otu dememişim kendime meğersem. bilerek yapılan bir şey değil, ve fakat böyle kestirip atmak da çok hoşuma gitmiyor, içime sinmiyor. üzerine düşünmek lazım mı bunun bu saatten sonra bilmiyorum. üstelik düşünsem de sonuca ulaşacağımdan şüpheliyim ve yine adım gibi eminim ki ne karar versem burnumun dikine gidip bir müddet sonra eski Murat'a geri döneceğim. şimdilik denemek mantıksız geliyor. bırakayım da herkes nasıl düşünüyorsa, nasıl biliyorsa öyle düşünsün ve öyle bilsin. umurumda mı? tabii ki umurumda. ama herhangi birine uyum sağlayacak sınırı aşalı çok oldu. bir ilişki olacaksa bu birbirinin ritmini arayıp bulma zahmetine girecek iki kişi arasında olmalı. olmak zorunda. temel şeyleri çiğneyerek değil. her neyse, öğrencilerim haricindeki herkese karşı gittikçe daha çekilmez ve katı olduğumu farkettiğim bir 10-15 dakika oldu bu yazıyı yazarken. böyle devam edip etmeyeceğini zaman gösterecek. bu yazı da sanırım çok uzun bir süre sonra okunduğunda mihenk taşı olacak. böyle.

*

pandemiden ötürü 2 yıl sonra gidebildiğim tatil beklediğimden daha güzel geçmişti. 1 hafta boyunca sabit çevremden hiç kimse ile iletişim kurmadan sabah 10-11'den gece 1-2'ye dek denizde geçirdiğim tatili kürkçü dükkanına döner dönmez özledim ve gelecek yılki planım ile bütün masraflarım şimdiden bir banka hesabında. tek başına tatil yapmak ne güzel bir şeymiş.