bugün akşam saatlerinde tavla oynarken aklımdan öyle bir geçti, epeydir herhangi bir şey okumadığım ve buraya bir şey yazmadığım. sebebini düşünmeye bile gerek yok; mevsim yaz çünkü. ne kadar sevilmezse öyle sevilmeyecek bir mevsim bu yaz dedikleri. yapış yapış, sıcak ve mütemadiyen bir şeyler yapmak istenilmeyen bir mevsim. bu mevsimde mutlu olan insanları da anlayabiliyor değilim. dünya'nın döngüsü için gerekli bir mevsim, o kadar. o kadar yani. kış gibi insanı diri tutan bir mevsim varken yaz'a olan bu sevgiyi anlayamacağım sanırım. her neyse, uzun süredir bir şeyler okumuyorum, buraya da yazmıyorum demiştim öyle aklıma geliverdi işte buraya yazmak bunları. başlık da uygun hani. "haller" hakkında aralık 2012'de, ocak 2013'te ve ekim 2015'te yazmışım. kaba bir hesapla 6 yıl olmuş etiketi hatırlamam, bu da iyi bir şey olarak kalsın burada.

 *notlar

* kısa süre önce 2 hafta konuştuktan sonra muhabbeti bıçakla keser gibi kestiğimiz bir arkadaşlığımız olmuştu. ortak şeyleri konuşabilmek hoş bir şey. ve çevremde böyle bir insan bırakmamış olmanın iç sancısını çekmeye başladım. bunda akademiye geri dönmem ve pandemi döneminde bulabildiğim her şeye (kitap, sinema, müzik, makale, konferanslar ve eğitimler) iştahla sarılmamın etkisi olduğunu düşünüyorum. düşünmeye devam edeceğim ama aklıma başka bir şey gelmiyor. mimariye bile ilgi duymaya başladıysam işler vahim yani.

* yeni müzikleri keşfetmeye devam etsem de bir döngüye girdiğim kesin artık. Bunu kırmak için Fransız müziğine sardım. şimdi bile Charles trent “la mer”i söylüyor. sebep çok açık, Fransızca bilmiyorum ve çok çok uzun süredir bir şarkıyı anlamak değil sadece dinlemek istiyorum.

* okulumla bu yıl da sözleşmemi yeniledim. bir şart koydum, kabul edildi. gün geçtikçe bu şartın gerçekleşme ihtimali zayıflasa da bunun benimle değil, okulla değil, pandemi ile ilgili olduğunu bilmek rahatlatıyor. gerçekte üzse de böyle garip bir yan etkisi var, ben de çözemedim.

* bisiklet alacağım sanırım. yıllar sonra geçen ay buranın sokaklarında, arabaların arasında bisiklet sürmek öyle iyi geldi ki. bir bisikletim olmalı, evet.

* tatile gideceğim gelecek hafta. denizden bu kadar uzak olmanın beni böyle mutsuz edeceğini hiç düşünmemiştim. 7 gün sadece 7 günüm kaldı denize kavuşmak için. geliyorum, bekle beni akdeniz.