*Bu yazı ilk kez blog.apopulerdergi'de yayınlanmıştıır.
Bin-Jip (2004)
Les Choristes (2004)
Zorlu bir okulda görev yapmak nedir, anlayışlı olmak çocuklara ne kazandırır, çocuklar nasıl kazanılır? Kadife gibi yumuşacık bir film. Daha önce bir Fransız filminden böyle etkilendiğimi hatırlamıyorum. Ayrıca bu filme özel mi bilmiyorum ama Fransızca, kulağıma ilk kez bu kadar güzel geldi. Koro ile söylenen şarkılar şimdiye dek dinlediğim en iyi şarkılar listesinde artık.
1917 (2019)
Nolan'ın Dünkırk'unu izledikten sonra renkleri bu
kadar güzel olan bir film izler miyim düşüncesindeydim. Film görsel
olarak beklediğimin çok çok üstündeydi. Sinemada izlemek istediğim nadir
filmlerden biri ama mümkün olmadı. 2. Dünya Savaşı filmlerinin
istilasından sonra 1. Dünya Savaşı'na ait böyle bir filmin olması bir
sinema için bir kazanç. Ve evet, aksiyonu bol.
Perfect Sense (2011)
Sıradan bir salgın ya da basit bir aşk filmi değil. Duygular ve insan ilişkileri bence gayet güzel işlenmiş. Ortalamanın biraz üstünde iyi bir İngiliz filmi.
Dune (1984)
Körlemesine, hakkında hiçbir şey öğrenmeden izlemeye başladığım film. Hemen hemen her filmde yaptığım şeyi bu filmde de böyle bir yol izemiş olmama sevindim açıkçası. Hikaye ne kadar olabilecekse o kadar sağlam ve orijinal. Çekildiği döneme göre de sinematografisini de beğendiğimi söyleyebilirim. Bilgisizliğimden mi bilmiyorum ama hikaye haricindeki çoğu şey Blade Runner'in ilk filmiyle çok benzer. Bu da başta biraz uzaklaştırsa da ilerleyen dakikalarda filmden alınan zevk bunu unutturuyor. Yine de daha iyi çekilebilirdi diyorum. Özgün bir bilimkurgu izlemek isteyen herkese öneririm. Not: Kitaptan uyarlanan filmleri izlemeden önce kitaplarını okuma alışkanlığınız varsa serinin 6 kitabı olduğunu hatırlatayım.
Once Upon a Time... İn Hollywood (2019)
Tarantino, şiddet ve kan sözünü her zaman tutuyor. Garip olan, Soysuzlar Çetesi'nden sonra Tarantino şiddetinden zevk alma. Film güzel kurgulanmış, dış ses hikayeyi iyi anlatmış sarının o güzelim tonları incelikle kullanılmış böylece zevkle izlenen bir film ortaya çıkmış. Özellikle son sahnede çivilenmiş gibi durup göz kırpmadan nefes almadan ne olacak diye gerilmek filmin zirvesine ve Tarantino'nun ihtişamına yakıştı. Bunu yapabilen çok az kişi var.
Joker (2019)
Beklediğimden daha kötü. Anti kahraman klişesi. Black Mirror'un S1E2'sinden ne kadar nefret ettiysem Joker'den de o kadar nefret ettim. Filmdeki her şeyi hepimiz biliyoruz, göze sokulması ya da gazimizi alması değil bir çözüm önermesi lazım. Sinema bir sanattır diyorsak bunu istemeye hakkımız var.
Jupiter Ascending (2015)
Filmin etiketinde yazan ve yöneten "The Wachowskis" yazması filmi izlemek için yeterli sebep ama ne yazık ki beklentinin çok çok altında hatta (eski isimleriyle) Wachowski Biraderler'e doktor bu ne demeyi hakkettiren orijinal bir hikayenin berbat edildiği bir film olmuş. Yine de bilim kurgu, uzay ve seti'ye meraklı olanların görselliği ön planda olan ve sahneler ile (klişe olmasına rağmen) gayet uyumlu müzikleri için ıskalamaması gereken bir film. Filmin sebep olduğu hayal kırıklığını ve Wachowskiler'in ne kadar büyük yönetmenler olduğunu hatırlamak için ilk Matrix ve Cloud Atlas'ı yeniden izleyerek atlatabilirsiniz
Star Trek (2009)
Sanirim 3. veya 4. izleyisim. Bir Star Trek filmi
nasil olmali ile nasil olmamali arasinda gidip gelmeyi basaran bir J.J.
Abrahms filmi. Bunda yonetmenin Star Trek'i daha once hic izlememis
olmasi etkili olmus bence. Bilim kurgu, aksiyon agirliklim senaryolar
icin iyi bir yonetmen olabilir ama isin icine felsefe ve arkasinda koca
bir kulliyat olan filme gelince Abrahms, filmi cop edebiliyor. Bu
gercegi en son Star Wars'in son filmimde gorduk ve neredeyse kufur
ederek cikmistim salondan. Yine de aksiyon ve bol efektli film izlemek
isteyen yeni nesil izleyicilerin Star Trek evrenini ilk kez bu filmde
gorup evrene merak salanlarin oldugunu goz ardi etmemek gerek. Belki bu
yuzden Abrahms'a tesekkur etmeli ama yine de 7-8 yil sonra gelen bir
Star Trek filmi bu kadar kotu olmamaliydi. Star Trek hatrina 5/3.5
Noah (2014)
Yıllar sonra tekrar 2. kez izlenebilen nadir
filmlerden. Rahatsız edici bir film olsa da Clint Mansell'in müzikleri
bu "rahatsız" öğeleri öyle yumuşatıyor ki. Anthony Hopkins'i görmek de
mutluluk sebebi. Emma Watson Harry Potter'da üzerine yapışan zeki güzel
büyücü rolünü üzerinden atmayı başarmış ve orijinal bir karakter
izletiyor bize.
Yorumlar