evdeki 3 bilgisayarda, taşınabilir hdd'de ve 3 farklı bulut hesabında o kadar çok şey var ki. açtığım her bilgisayarda, her bulut hesabında, hdd'de aynı ve farklı şeyleri görmeye dayanamıyorum artık. ne bulsam almış, sınıflandırmış, 2 bazen 3 hatta 4 farklı yedek almış sonra onların da yedeklerini alıp bir köşeye atmışım. dişe dokunan ne var bu arşivde sorusunu sorarken öyle cılız bir cevap veriyorum ki sadece dijital olanı değil fiziksel olan her şeyi de kapsamaya başlıyor böylelikle. bu kadar çok şey biriktirmekle ne yapıyorum, yapmayı tasarlıyorum acaba. bu soruyu 2 haftadır içinde kaybolduğum, içinden on binlerce fotoğrafı silip kalanları tek klasör altında listelenen yüzlerce klasör ve on binlerce fotoğraf kaldıktan sonra fark etmem veya sormaya başlamam. bu kadar şeyi nasıl ne ara biriktirmiş ve neden hâlâ saklamakta ısrar ediyorum? bunun da cevabını bulmak elzem.
her ne olursa olsun, öyle ya da böyle dijital arşivi bir şekilde hizaya soktum. (tabii ne yazık ki filmler, müzikler ve videolar haricinde.) bunlar da bittikten sonra kitaplar, notlar, yazılar, mektuplar ve artık nereye koyacağımı bilemediğim burnumun dibindeki diyarbakır'dan ismini bile ilk kez duyduğum güney amerika ülkesinden gelen yüzlerce kartpostal. her şey, hepsi bir şekilde düzenlenecek ve yine bu şehirden tekrar gidilecek keza eski bir funda arar şarkısında söylediği gibi "bu şehirde daha durmak sanki akla zarar" (ki bu şarkının olduğu albüm türkçe popun dinlenebilir nadir albümlerinden biridir. boş bir vaktinizde açıp dinleyin bence.)