Bu yıl ilk kez, 2009'dan beri defalarca ismini, tasarımını hatta sunucusunu değiştirdiğim bu blog vesilesiyle okuduğum kitapları bir düzene sokmak, "bunu okudum mu, okumuş muydum, ne diyordu ki bu, okumalı mıyım, bir köşeye atmalı mıyım?" soruları, bitiremediğim, bitirmek istemediğim,
yazacağın kitabın senin dediğim/diyeceğim, eh biraz da "dostlar alışverişte görsün" dingilliğiyle oluşturduğum
2013 okumalarımın 3. sırasındaki
LEŞ'i bitirirdikten bir süre sonra
—incir çekirdeğini doldurmayacak işler yaptığım— bir
pazar gününde LEŞ hakkında neler denmiş sorusuyla açtığım google'da kitabın yayıncısı
Sel Yayıncılık'ın internet sitesinde kitabın ilk baskısını yaptığı —
ki okuduğum nüsha Batman İl Kütüphanesi'nden bulduğum 2. baskılardan biriyidi— dönemlerde gazetelerin kitap eklerinde çıkan yazıların küpürlerini buldum. Kitap eki arşivimdeki basılı tek nüsha Radikal Kitap'taki Ömer Erdem'in Edgü'nün Merdivenleri başlıklı yazısı. Aslında onun da olup olmadığını bilmiyorum, çünkü bütün kitap eklerim ve kitaplarım yer sıkıntısı nedeniyle poşet, koli ve evin, ajansın muhtelif yerlerinde (mesela ajansa yeni alınan yazıcının kutusu artık benim saklama kabım) kaderlerine terk edilmiş olmasalar da ilgisizlikten yıpranmaya terk edilmiş durumdalar. Ne diyordum? Bir şey demiyordum yine. Söylenip duruyordum sizlere. Neyse efendim, diyeceğim o ki, esasında aylar önce bir hevesle sarıldığım
notlar'da alması gereken malzemeleri buradan yayınlıyorum. Amaç ise kendim dışında başka internet sitelerine güvenemem. Yarın öbür gün içeriği kaldırırlar da kalırız öyle ortada diye. Hem nicedir buraya içime sinen, kendime "hah! şöyle, güzel şeyler de yayınla, "
akıllı ol canımı ye"lik yazı da yayınlamamışken... Çok uzatmadan diyeceğim de, uzattığım kadar uzattım gibi bir hissediyorum
* diyerek sizi küpürlerle
başbaşa bırakıyorum.
—başbaşa'daki bağlantı serbest çağrışım ve armağınımdır sizlere—