hiçbir şeyi düşünmediğini fark ettiğin anda, sıklıkla dile getirdiğim tabirle, çok koşmuş da yorulmuş, az dinlenip az biraz su içmek ister gibi bir ihtiyaç hasıl oluyor. bu ihtiyaç öyle zannediyorum ki müziktir. "güzel bir müziğin hele bir de ana uyan bir müziğin yerini ne alabilir ki bu dünyada?" sorusunu sorayım kendim ve bu yazının okuyucularına.
velhasıl-ı kelam, üzerinde yaşadığımız şu küçük soluk mavi noktada* bir şekilde yaptıklarıyla hayatlarımıza müdahil olan herkese müteşekkir olduğumuzu düşünüyorum. güzel bir kitabı yazana, o kitabı çevirene, editörlüğünü yapana veyahut bir beste yapıp bir bir enstrüman çalana, şarkı söyleyene...